Dinimizde Girişimcilik ve İşletmecilik

Dinimizde ticaret, dinde kazanç,







Müslümanlar arasında tembellikleri ve başarısızlıklarını gizlemek için en çok kullandıkları cümle Allah nasip etmedi, Müslümanı çok para bozar, çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz, Allah parayı istediğine ilmi isteyene verir diyerek Allah'ın vermediğini ima eder gibi birçok cümle duyarız. İslamdaki iş anlayışını ve işletmeciliği bilmediğimiz için duruma tam hakim olamayız. Gerçekten öylemi? 

İslam dini gerçek den girişimciliğe karşımı? Türkiye de girişimciliğin en revaçta olduğu bu zamanda kimse neden bu konuya değinmez. Seminerler, söyleşiler, konferanslar, melek yatırımcılar, teşvikler, kosgeb, kobi destekler, girişimcilik yüksek lisans derken kimse işin dini boyuta değinmek istemiyorlar. Memlekette tartışmasını ve bilgi alış veriş yapmasını bilen çok yok. Yanlış anlaşırım korkusu ile bu konuda bilgisi olan da bir tek kelime dahi etmiyor. Özelikle bayanlar. 

Gelelim girişimciliğe, İslam ticareti bizzat destekleyen bir dindir. “Kazancın onda dokuzu ticarettedir” Hadisi Şerifiyle Hz. Peygamber (S.A.V) ticaretin önemine vurgu yapmıştır. Hz. Muhammed (S.A.V) , Hz. Hatice, İmam Ebu Hanife, Hz. Osman ve daha niceleri ticaretle uğraşmışlardır. Hz. Muhammed (S.A.V.) ilk evliliğini bir iş kadınıyla (Hz. Hatice) yapmıştır.

Tacirler de girişimcilerin bizzat kendileri oldukları için girişimcilik, yeni sermaye ve iş imkanları oluşturma kutsal sayılmış ve desteklenmiştir. Desteklenmiştir ama bakın yine aynı kapıya çıkıyoruz. Ticarette etik, ahlak ve değer yargıları her şeyin üzerinde tutulmuştur. İşlerin yazılı yapılması, sözlerin kağıda dökülmesi, şahitlerin tutulması, niyetin halis olması, hileden uzak durulması gibi etik değerler ön plana çıkartılmıştır. 

Bununla birlikte Kuran'ı Kerim ve Hadislerde şükür, sabır, çok çalışmak, ekip çalışması, öz-verilik, istişare, sebat gibi unsurlar telkin edilerek pek çok ayetlerde bazen direkt bazen de dolaylı olarak başarının yollarına işaretler verilmiştir.“İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm süresi, 39) ayetinde tembelleri uyarırken,“Allah’ın sana verdiğinden (O’nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas süresi,77) Peygamberimiz, aldatmayan doğru tüccarın mahşerde Sıddıklarla beraber olacağı müjdesini vermiştir 

Serbest piyasayı destekler, hatta zengin sınıfın varlığını ve sınıfsal farklılıkları sonuna kadar kabul eder. İşin en ilginç tarafı kazanma limiti yoktur, istediğiniz kadar kazanabilirsiniz. Bunun yerine zekat, fitre, burs gibi toplumsal destekleri ön plana çıkartarak zenginin malını fakire dağıtımını ve paylaşımını esas alır. Faizi yasaklayarak haksız ve risksiz kazancın önüne geçerek üretmeyi destekler. Kısaca, İslam Dini ticareti, girişimciliği teşvik ettiği gibi sınıf tabakaları arasındaki yardımlaşmayı da teşvik etmiştir. Bununla birlikte başarı yolculuğunda ve sonrasında ego imtihanına karşı dikkatli olunması gerektiğini telkin etmiştir. 

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum. Siz de benim gibi Amerikan başarı hikayelerinden bıktıysanız biraz geçmişe bakmakta yarar var derim. Onların bizlere öğretmeye çalıştığı bilgiler bizlerin dininden ve tarihinden alınmıştır. Yeryüzüne insan geldiğinden beri girişimcilik var olagelmiştir. Şu anda dünyanın ilk girişimcileri bizmişiz gibi Amerikalı insanların ağızlarının içine bakılmasını ben bir özenti olarak değerlendiriyorum. Neyse bu tartışma çok su götürür. Girişimcilik fikriniz ve hayaliniz hakkınızda hayırlısıysa gerçekleşmesini diliyorum.

Yorumlar