Her millete mi yoksa sadece bizde mi bilmiyorum. Eğitimin ve danışmanlığın önemini bir türlü öğrenmedik. Bizim zaten her konuda bilgimiz vardır. Öğrenmekte sadece ezbere kalıplaşmış başka birilerini bilgileri ve fikirleri ile olur. Okumak yerine izlemeyi ve dinlemeyi tercih ederiz. Onun içinde bütün bildiklerimiz yarım ve kulaktan dolma bilgilerden ibarettir. Öyle ki bir konuyu tam olarak detaylı öğrenmek söyle dürsün her konuda azıcık bilgimiz vardır. Onun da doğruluğunu teyit etmek ve sorgulamak gibi bir düşüncemiz yok. Televizyondan, oyundan ve müzik dinlemeden bir türlü kendimiz alamıyoruz.
Yatırım ve işletme kararlarında da aynı durum vardır. Olayın en çok yatırım miktarına maliyetine ve getirisine bakarız. Gerçek bir maliyet ve işletme analizi yapmaktan ve işin detaylarını sormayız. Bir arkadaşın tavsiyesi ya da bir duyum sonunda karar veririz. Beli bir sermaye ile işletme kültürümüz ve bilgimiz olmadan hemen atılım yaparız. Ondan sonra konuya hâkim olmadığımızdan dolayı maalesef sonuç nakit ve zaman kayıp ile karsı karsıya kaldığımız da eğitim ve danışmanların kapısına dayanırız.
Bir girişimcinin ve yatırımcının öncelikle işi yürütebilmek ve kazançlı olmak için konu ile ya çok detaylı bilgisi olmalı ya da konusunda bir uzman ile birlikte hareket edilmelidir. Aslında ne kadar işletme ile ilgili bilgi ve deneyimimiz olsa da zaman zaman başka birilerinin fikirlerini ve işletme analizi yapılması mantıklıdır. Çünkü zamanla insanda işletme körlüğü meydana geliyor. Öncelikle beli bir konuda karar verdikten sonra o işin eğitimi alınmalı ve ondan sonra karar verilmelidir. Ancak bizde durum tam olarak önce iflas etmek sonra eğitim ve danışmanlıktan faydalanmak gelir. Boşuna dememişler ‘Türk’ün aklı ya kaçarken yada başı belaya girdiğinde gelir’ diye
Yorumlar
Yorum Gönder