Rakiplerle Nasıl Yenilir?

İş dünyasında rekabet kaçınılmaz ve her gün biraz daha artan firmaların hayata kalma mücadelesidir. Kimi iş duayenlerine göre rakip sektördeki diğer firmalar iken kimine göre diğer her sektör ve kurumlar rakip olarak algılanıyor. Rekabetin amacı rakipleri devre dışı bırakmak ya da zayıflatarak etkisiz hale getirerek daha fazla bir bölge elde ederek daha kolay ve daha fazla para kazanmaktır. 

Bunun için üretimden ham madde ya da ara mamul alımında aynı kalitede ürünü daha ucuza almak ve fiyatı sabitleyerek beli bir zaman diliminde beli bir fiyatlardan alım yapmak ve ödemeleri erteleyerek nakit fazlalığı sağlamak ve bunu ek yatırımlarda kullanmak üzere çeşitli yatırımlar yapmaktır. Ya da nakit alımlarda özel fiyatlamaya gidilerek etkili bir finans yönetimi sağlamak ve bu avantajı kullanmaktır. 

Yine de Rakiplerin iyi yanlarının yanında yıkıcı etkilerde vardır. Bu durum tamamen tutuma bağlı olacaktır. Bazı yaratıcılıktan ve yeniliklerden yöneticiler; rekabeti sadece daha ucuza ham madde almak için tedarikçileri zarar ettirme noktasında fiyat vermeleri ve sadece fiyat üzerinde rekabet edilir gibi bilgisiz ve zavallı bir düşüncede olanlar vardır. Bu yöneticiler ve işletmeciler kendilerine göre piyasadan bir rakibi silerse ondan sonra istediğim gibi at koştururum düşüncesindedir. Bunun için zararına dahi iş yaparlar. 

Ancak diğer işletmeler kazanmadığı gibi kendileri de kazanamaz ve zayıflatırlar.  Rakibin biri gelir hepsini siler geçer. O insanlar piyasanın sevimsiz istenmeyen firmaları ve yöneticileridir. Bu da özelikle yurt dışından gelen firmaların ekmeğine yağ sürer. 

Bunun yanında rakip olarak bakmak yerine iş birliğine gidilmeli. Ortak projelerde faaliyet göstermek her iki firma için en iyisi olur. Kazançlı işbirliği daha kaliteli ürünler üretilmesi, teknoloji ve iş geliştirme daha az maliyet daha fazla Pazar alanı, daha fazla kazanç, daha fazla üretim ve daha büyük yatırımlar anlamına gelir. Ancak o zaman rekabetin faydaları görülür. Bu durumda başka bir firma sizin bölgeye ve sektörde hakim olduğunuzu görerek girmez, girmeye cesaret edemez. 

Ancak Ülkemizde ben kazanayım o ne olursa olsun düşüncesi var.  Onun içinde ne ortaklık da ne de İkili ilişkilerde yapıcı olmaktan çok yıkıcı iyi yönleri görmek yerine olumsuz yönleri abartmakta çok iyiyiz. Nitekim ülkemizde yabancı firma ve markalarının cirit atmasının tek nedeni de kendi insanımıza ve ürünlerimize hep kötümser bakmaktan ibarettir. Söylenen sözler yapılan işler hep havada kalıyor. Hiç birimiz söylediğimizin arkasında durmuyoruz. Neden sizce ?