Kafada ki Hazine



Kafadaki Hazine. 

Ülkemizde ve dünyada genel bir kural olarak insanların % 20'si başarılı % 80' başarısız olur. Aslında her insanda başarılı olma potansiyeli vardır. Tabi ki başarı kişiden kişiye değişen kavramlardır. Fakat yaşayam koçların, psikoloji danışmanların, kişisel gelişim uzmanlarının başarı üzerine yazdıkları, söyledikleri ne kadar faydalı?. Bir işte başarılı olmak için kişinin kişiliği, başarılı olmak istediği alanda iş bilgisi ve yönetim bilgisi olmadan başarılı olamaz. 

Salt psikolojik düşünce ve motive temeli kulağa hoş gelen, insanı gaza getiren tavsiyeler hava ile şişirilen balonun ağzının açılması gibi hızla yukarı yükselerek yere düşer. Çünkü insanın kendini tanıması, yetenekleri ve kabiliyetleri göz önüne alınmadan, bir alanda odaklanmadan ve sistem oluşturarak çalışmayı alışkanlık haline getirerek devamlı olmalı. İşte bunun için ilk yapılması gereken insansın kendini tanıyarak işe başlamalı. 
Dışardan motive edici sözler ile yükselmek yerine içten yanmalı motorlar gibi devamlı çalışacak tutku, arzu, azimle bunu tekrar etmek lazım. Fakat bunu doğru yapmak önemlidir. Yanlış yaparak yanlıştan sonuç beklemek aptallık değil mi? "Mücadele etmeye devam et, mücadeleye devam eden kazanır veya asla vazgeçme, vazgeçmeyi asla düşünme" diyenlere sadece gülüyorum. Yanlışta ne kadar ısrar edersen et sonuç yine başarısızlık olacaktır. 

Bir insan yaptığı işte istediği sonucu alamıyorsa o zaman merak duygusu ile neden,niye? Sorusuna cevaplar aramalıyız. Şöyle düşünün çalışmayan bir arabanın kontağını üç defa da bin defa da denesen de sonuç yine aynı olacaktır. Evet sen kendini biliyorsun, güveniyorsun ve İnanarakda yapıyorsun ama yinede olmuyor çünkü sistem sorunlu. Aracın sorunu gidermeden aracı çalıştırmaya çalışmak zaman kaybından başka ne getirir. Üzüntü ve keder. İlk denemede aracı çalışmadığı zaman bu "araç çalışmaz" diyerek aracı kötülüyerek vazgeçen çok insan vardır. Bunlar ilk denemede başarısızlıkla sonuçlandımi vazgeçerler.

Bir de çalışan araçta kendine güvenemedigi için denemekten korkan insanlar vardır. Tıpkı yaban tavşanı gibi sürekli korkak, titrek ve pışırık. Hep güvende olmak isteyen hiç risk almayan. Kendine ne dedilerse onu yapan daha çok başkalarının açtığı yolda ilerlerken koyun sürüsü gibi hareket eden kitle psikolojisine takılan insanlar vardır. Onlara bu çalışmaz derslerse onlar da denemezler ve çalıştırmazlar. Ancak insanların % 20', si o aracı çalıştıramadıgı zaman ne için araç çalışmıyor diyerek sorgulama yaparak kendisinde eksiklik varsa giderir, araçta sorun varsa tamir ederek çalışıyor vaziyete getirir. İşte bu % 20' lik.. insanlar % 80'ni yönlendiren ve onlardan daha çok kazanan olurlarlar. Çünkü varlığın % 80'i doğru işletme sistemi kurmak ve yatırım yapmaktan oluşan gelirlerden oluşur.
Her insanda başarı potansiyeli var. Fakat o yüzden % 80 grubunda olan insanlar bilgi, deneyim ve tecrübesi ile yetenekli olsalarda hep birilerin onu keşfetmesini bekliyor. Oysa insan kişisel olarak kendini, yaptığı işi ve marifetlerini göstermek için insanlara iyi iletişim ve ilişki içine olup onları nasıl faydalı olacağını anlatarak, işi yaparak göstermeli. 

Kimseden sizde ki marifeti görmelerini beklemeyin. Siz kendinizin reklamını yapın. İşinize sahip çıkarak bir alanda uzman olduğunuzu gösterin ve bunu sürekli yapın. Tıpkı yer altında ki define gibi öyle bekleyip dursan dünyada ki en kabiliyetli insan olsanda orada öyle kalırsın. Siz güneşte parlayan bir define gibi ortaya çıkın!. Kendi marifetinizi, yetenekleri konuşturmak için sivrilin. % 80', dediğine bakmayın. Onlar hep bekler. Mucize bekler,. şans bekler, fırsat beklerler. Güzel günleri, talihi bekler fakat b
unlar kendisini bekleyenden kaçar. Kovalayana doğru koşar. Çünkü fırsat, şans kavramları meydana getirilir. Aptallar da kendisi gelip onu bulduğunu düşünür. 

Bir balıkçı köyünde çok şanslı bir adam varmış. Her gün her zaman hep balık tutarken diğerleri sinek avlar. Ona " ne kadar şanslı,. talihi hep yüzüne gülüyor, Sen Allah'ın sevgili kulusun, kısmetin hep açık" derlermiş. Bir gün balıkçı rahmetli olmuş. Defin işlemlerinden sonra bir bakmışlar ki Balıkçılıkla ilgili yüzlerce kitap ve masanın üzerine kendine aldığı notlar ile deneyim ve düşüncelerini yazdığı. Ne zaman nerede hangi balık tutulur. Hava durumu gibi bir çok olasılık hesapları yazılı bir not defteri. İşte o zaman anlamışlar ki şans işi değil bilgi işidir. 
Kısmet insanlar arasında Allah tarafından taksim edilmiştir. Akıllı insan o insanlara kendini sevdirmek, kabul ettirmek zorunda çünkü gerçek hazine toprağın altında değil. İnsanların arasında dağıtılmış olan kısmete. Onu toplama görevi de kul olarak sana verilmiştir. 

Onu da ancak insanlara faydalı iş yaparak, ticaret, üretim, hizmet yaparak toplarsın ve toplandığınla daha büyük işler yaparsın. İnsanlardan nefret ederek, tek başına yaşayarak bu defineye erişmek mümkün değildir.. Çünkü definin kilidi iş ve işletmecilik, anahtarı da meslektir. İş: İnsanın mesleği ile insanlara hizmet etmek için ürün ve hizmet üretmek. İşletmecilik: İnsanın, insanlarla, insanlara hizmet etmesidir. Öyle insanlar var ki insanlardan nefret ederek başarılı olmayı bekliyorlar. 
Kafadaki hazineye giden yol olan iş bütünlük işter. Başarıda dizilimi yanlış yapmak yada eksik yapmak işte iş sistemin düzgün çalışmasını engelleyerek başarıyı ulaşmayı engeler. Eksik bilginin verdiği maliyeti para, iş kayıp ederek ödersiniz. Tıpkı yap-boz parçalarını doğru yere koymak gibidir işte başarılı olmak. 

Meslek ve olanaklarını etkin kullanarak kendi iş sistemini kurarak yada meslekle çalışan bir sistemin parçasında çalışan olarak kazandığını doğru yatırım, yönetimlerle Kafadaki hazinenin kilidini açarsın. İşter çalışan olarak kariyer, isterse iş kurarak işveren, yatırımcı, ticaret yapan yada serbest çalısan olun. İnsanlarla her zaman içli dışlı olmak zorundasınız. 
İş hayatında da kişisel alanda da başarılı olmak için insanlarla iletişimin güçlü olmak, diğer insanlardan farklı olup sıradan olmaktan sıyrılarak farklı,. öne çıkan, göze çarpan olmak gerekir. Sıradan işler yapan insanlar sıradan insanlar kadar kazanç sağlar. Oysa farklılık her zaman sıradan olmaktan iyidir. Kariyer basamaklarını hızla çıkan, iş hayatında başarılı olmuş olanlar hep sıradışı insanlardan çıkar. Bu da elimizde olan bir durum. Sen tavşan gibi korkak ve ürkek, koyun gibi baş eğen olursanız kimse sizi başa getirmez ve görmez. İşe siz gidecekseniz.. iş size gelmez. Hele ki sizin gibi binlerce iş yapan insanlar varken. 

2 yıl önce bir fabrika sahibi benimle görüşmek istedi. İş yerine gittiğimde kot pantolon, tişört ve ağızda sigara. Hoş beşten sonra etrafa baktım. Heryer pislik, elamanlar bakımsız, ofis toz toprak içinde. " Neden böylesiniz" dedim. "Hocam iş yok" "Neden iş yok" dedim. "Müşteri yok" dedi. "O zaman reklam yapın" dedim. Hocam dedi" En iyi reklam memnun edilmiş müşteridir. Bizim reklama ihtiyaçımız yok. Biz reklamı kalitemizle yapıyoruz" bu cevap karışmak sustum. Sonra devam etti. " Biz yılar önce reklama çok para harcadık. Onun için iki tane ev satım ama evleri geri alacak para bile kazanamadık. Bu insanlar adi, şerefsiz, üçkağıtçı olmuş, esnaf bitik, ekonomi kötü, vs" konuşmaya devam etti. Ben o anda o firmaya danışmanlık vermemeye karar verdim; o insan sorunlu insan ve işten başarılı olmak için yerini getirmesi gereken şartları bilmiyordu. Çünkü 1000 lerce firmaya 10.000'ne yakın insana eğitim verdim. Tecrübelerime göre bu tip insanlar İnsani dibe çeker. Sen ne söylersen söyle lafı başka yöne çeker. 

Oysa geçmiş geçmişte kaldı. Dünkü reklam ile bu gün müşteri bulunamaz..bu işler süreklilik işteyen ve doğru yapılması lazım. O günden bu yana senin gibi en az 10 tane firma ulaşmış ve sen unutulmuşsun. Evet memnun edilen bir müşteri sana yeni müşteri getirir fakat bu uzun zaman işteyen bir eylemdir. Gelen müşteri,. gidem müşteriden azsa sen iflas etmeye doğru gidiyorsun demektir. Reklamla ürünün kalitesini öne çıkararak kendini duyurmak ve yeni müşteri bulmak zorundasın. Reklam sadece TV de yada otobüs giydirmesi yada yeni müşteri bulmak için değil. Bazende farkını ortaya koymak,. eski müşterilere " Bakın ben hala buradayım" demek için yapılar. Böylece insanlar senden söz eder. 

Yoksa bir kere reklam yaptım bitti olmuyor. Bir işte başarılı olmak onun reklamında, konuşmanda, giyiminde satış odaklı olmalı.. satış varsa para var, işletme de iş var, hayat var. 
Altı ay önce yolum oradan geçerken baktım. İşyeri kapalı. Şimdi gidip o adama " Neden iflas ettin" diye sorsam. "Kader,. kısmet, nasip, Allah vermedi" der. Rekabetten, insanlardan, toplumdan, ekonomiden, hükümetten şikayet eder. Asla ben işimi sahip çıkmadım. İşyerime bakmadım, müşteriye değer verdim demez. Oysa işyerinin iflas etmesinin tek nedeni kendisidir..Bunu söylesen kabul etmez. Oysa kendisine hazineler değerinde kazanç sağlayarak varlık sahibi olmasını sağlayacak potansiyel işletme gitti. Şans ayağına kadar gelmişti ama o onu ahmaklık körlüğü ile bunu göremedi. 

İşine, iş yerine sahip çıkmasan müşteriye değer vermezsen kimse senin adını bile hatırlamak istemez. Seninle iş yapmak yerine o da gider rakiplerinle iş yaparak sana ceza verir ve sen bunun farkında bile olmazsın.  
İşte varlığını devam ettirmek için merak duygusunu her zaman diri tutarak insanlar neden benden alışveriş yapmayor. Neyi beğenmediler, nasıl beğendirmeliyim?. Ne yapmak gerekir, doğrusu nedir,. Kaç müşteri var, nerede hata yaptım. Nasıl yapılır, neden sorun oldu? Sorularına cevap aramalı. Yoksa. Esnaf; Müşteriler neden bizden alış veriş yapmıyor diyerek sitem etmek yerine müşteriler niye bizi tercih etmiyor sorusuna cevap aramalı.  

Piyasadan şikayet etmek yerine kendi ekonomilerini kontrol etmeli doğru finansal yönetimi yapmalı, ülke ekonomisi ve dış risklere karşı tedbirler almalı. Kazancim az demek yerine ürün, hizmet geliştirme maliyetleri düşürme etkin yönetim satış ve pazarlamaya kafa yormali. Kurumsal firmalardan şikayet etmek yerine kurumsallaşmali. Devlet desteklerinden ve düşük faizli kredi olanaklarından faydalanması gerekir. Doğrudan gelir ile geçinmek giderlerini karşılamak yerine işletmeden gelen para ile aktif yatırım pasif gelir kaynakları yaratarak yatırımlardan gelen para ile giderlerini karşılamayı. Büyümek ve gelişmek ancak böyle mümkün olur.
Ve en önemlisi ben nerede yanlış yaptım sorusu ile cevap aramalı. Çünkü insan ben nerede doğru yaptım sorusuna cevap 10 hatadan bir doğruyu bulur ve ben doğru yaptım der. 

Hep kendini haklı gören esnafa Bekle Esnaf Kardeş dolar, faizler, enflasyon düşün. İşler açılsın insanlar para harcasin sende iş yap sakin ha iş ve İşletme geliştirmeye eğitime danismanliga para ayırma okumaya düşünmeye zaman harcama okuma arastirma seminere gitme çalışanları, müşteriyi dinleme biri gider biri gelir. Üstelik en iyi sen biliyorsun. Sâdece insanlari ekonemiyi yòneticileri suçlu yada nasip değilmiş de vicdanını rahatlat senin gibi dusunen davranan insanlarla birlikte ol. 

Değişim sancılı ilerlemek risklidir. Bulundugun durumdan sikayet et ama bir adim atma. Parasınıda istediğin gibi harca iflas etikten sonrada agla unutma bu ülkede garibana düşene destek iş yapmak isteyene engel olmak isteyen Çok olur.aman zaten ölmeyecekmiyiz hayatini yasa!. Basarili olamadiysan başaranları karala sakin kendini suclama. Çünkü kayıp edenler her zaman gerçeği görmek ve duymak istemezler. Onların tek istediği haklı çıkarak kendilerini tatmin etmek. Sıradan insanlar işte. Başarısız insanlar başarısızlık getirir. Başarısız insanı ailesi bile taktir etmez.. başarılı insanı herkes takip eder. Para da !. 

Şu anda sizinde içinde bulunduğunuz amaçlarına ulaşamayan % 80'nin içinden çıkıp %20'nin içinde olmak çok kolay değildir. Çünkü önüne seni engellemek isteyen bir çok insan, kafanda ki onlarla aynı olan düşünce, davranışlar vardır. Fakat başarılı olmaya başladığınız anda onlar sana destek olmaya hazırdır. O zaman senin farklı bir insan olduğunu kabul ederler. Bir zamanlar seninle alay ederek aşağılık kompleksini dayatanlar başarılı olduğunda seninle övünürler. 
Başarı öyle bir anda bir günde gelmeyecek. Bir işi altı defa yaptığından altını bulmaya başlarsınız. Yani para kazanmaya yaklaşık 30 defa yaptığınızda artık o işte uzman olursunuz. 

İnsanlar sizinle iş yapmak, size iş yaptırmak, akıl almak için yanınıza gelmeye başlar. Başarıyı bir hayat felsefeniz olarak kabul ettiğiniz zaman ve başarılı olmanın kodlarını, inceliğini öğrendiğiniz de her tutugu elde kalan olmaktan çıkıp her eline aldığı işte başarılı olan biri haline gelirsiniz. Bir yıldız gibi insanlara İlham kaynağı olursunuz. Artık geriye dönüş yok. Olurda geriye dönüş olursa o zaman o %80 her zaman üstünüze gelecek. Seni kötü örnek göstererek etiketleyecekler. "Ben böyle olacağını biliyordum" diyecekler. Tâbi ki ortalama üç defa başarısızlık olacak. İşte bu kıtap sizin en az zamanda, en az kayıpla en yüksek başarıyı elde etmeniz için yazıldı. 

Tam anlamı ile para kazanmak için ortalama 4 yıl zamana ihtiyacınız var. Daha kısa İlk bir yıl cepten para harcar. 2. Yılda giderini karşılamaya başlar ondan sonra ciddi anlamda her yıl ortalama % 50 artışla para kazanmaya başlarsınız. Fakat bu oran gittikçe düşecektir. Çünkü 100 %50'si ile 1000'nin % 50 si aynı değildir. Fakat bir defa başarılı etiketini aldığınız da ve domine taşları etkisi ile başarıdan başarıya doğru ilerleyerek küçükten büyüğe doğru yol alacaksınız. Bir anda büyük başarılar gelmez. Önce küçük başarılar elde edin. Küçük başarılar sizin başarılı olma hazını avuçlarında hissetmenizi sağlayacak ve büyük başarılar için size cesaret ve deneyimi sağlayarak kendinize inancınız pekişerek kendine inaanc ve güven duymanızı sağlayacak. O zaman kendiniz olacak hayatı anlamlı yaşayacaksınız. 

Her ne kadar başarı para ile ilişkili olmazsa da ekonomik olarak desteklenmeyen hiç bir başarı sürdürebilirler değildir. Onun için yaptığınız işten para kazanarak hazineyi doldurmaya başlamanız lazım. Bir çok insan motive olup hızla işe başlar fakat İlk başarılı olsa da maddi anlamda desteklenmedigi zaman insan vazgeçer. Hazineye sahip olmak yetmez onun daha fazla dolması ve kazandığını korumak lazım. Ne kadar çok kazanırsanız kazanın eldeki parayı tutamazsaniz bir gün hazine kurur. Hayatında birçok başarılı olmuş büyük paralar kazanmış insanlar her zaman para gelecek düşüncesi ile parayı har vurup harman savurmaya gidiyorlar. 

Sonra da işler değiştiğinde, iş yapamaz duruma geldiğinde yada aniden beklenmeyen bir durum olduğu zaman ortalıkta beş parasız kalıyor. Dibi delik kovada su durmaz. Kovayı bırakın kocaman goller, barajlar önemsiz gibi görünen kaçak ve sızıntılar ile bütün suyu boşalarak kurumaya yüz tutar. Bir kaç önemsiz gibi görünen çatlaklardan kaçan su büyük deliklerden daha tehlikelidir. Çünkü su kaçıran deliği tıkanır, tamir edilir. Fakat kaçaklar sinsi ve gizlidir. İnsan önemsiz görür yada farkında bile olmaz ta ki kaçağın su'yun kaçma nedeni olduğunu anlayana kadar. Fakat iş işten geçmiş olur. İşte bu hazineyi doldurmak için tıpkı bir baraj dolduran su kaynakları gibi para kaynakları da korumak ve sayısını artırmak lazım. 

Yorumlar