Ticari danışmanlık yapanların eğitim geçmişi ve iş deneyimleri, verdikleri danışmanlık hizmetlerinin kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
İşletme yönetimi, iktisat, ekonomi, mühendislik, muhasebe gibi bölümlerden mezun olan danışmanlar, kendi alanlarında edindikleri bilgi ve becerileri işletmelere aktararak, onların daha verimli ve başarılı olmalarına yardımcı olabilirler.
Ancak, kurumsal firmalarda çalışan kariyer yapmayarak işten ayrılan veya işten atılan danışmanlar, kurumsal firmalarda öğrendikleri bir kaç jargon kelimeyle ve bir birinin kopyası fikirlerle danışmanlık veriyorsa, bu durum işletmeler için risk oluşturabilir. Bu danışmanlar, işletmelerin gerçek ihtiyaçlarını anlamadan ve sektörel deneyime sahip olmadan danışmanlık yapıyor olabilirler.
Ülkemizde hala işletmecilik ile işletme yönetimi arasındaki fark bilinmiyor. İşletmecilik, bir işletmeyi kurarak yönetme sürecidir. İşletme yönetimi ise, işletmelerin stratejik, finansal, operasyonel, pazarlama gibi alanlarını yöneten bir disiplindir.
Bu iki kavramın birbirinden ayırt edilememesi, işletmelerde bütünsellik bakış açısının bozulmasına neden olabilir. İşletmeciler, kendi alanlarındaki eksiklikleri nedeniyle başarısız olduklarını düşünerek, bu alanlarda danışmanlık hizmeti almaya yönelebilirler. Ancak, işletmenin başarısı için tüm alanların birlikte ele alınması gerekir.
Örnek olarak, satışları artırmak için danışmanlık hizmeti alan bir işletme, satış eğitimi veren danışmanın sektörel deneyimine ve işletmelerin gerçek ihtiyaçlarına hakim olup olmadığına dikkat etmelidir. Hayatında iki tane elma satmayan/satamayan bir danışmanın verdiği satış eğitimi, işletmenin ihtiyaçlarını karşılamayamayabilir.
İşletme koçluğu ile işletme yönetim danışmanlığı arasında da önemli farklar vardır. İşletme koçluğu, işletmelerin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan bir süreçtir. İşletme yönetim danışmanlığı ise, işletmelerin mevcut durumlarını analiz ederek, daha verimli ve başarılı olmaları için gerekli aksiyonları belirleyen bir süreçtir.
İşletme koçluğu, işletmelerin daha motive olmalarına ve hedeflerine ulaşmak için daha kararlı olmalarına yardımcı olabilir. Ancak, işletmelerin temel sorunlarını çözmek için yeterli olmayabilir. İşletme yönetim danışmanlığı ise, işletmelerin temel sorunlarını çözerek, daha sürdürülebilir bir başarı elde etmelerine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, ticari danışmanlık hizmeti almak isteyen işletmeler, danışmanların eğitim geçmişi, iş deneyimi, sektörel uzmanlığı ve danışmanlık yaklaşımını dikkatlice değerlendirmelidir.
Şimdi danışmanlık yapanların geldikleri yere bakarak
1. İşletme yönetimi mezunu. 2. İktisat yada ekonomi mezunu.
3. Mühendislik bölümü mezunu, 4. Muhasebe bölümü mezunu, 5. Diğer bölümlerden mezunlar. 6. Akademisyenler.
Bunların kendi alanlarında danışmanlık hizmetleri vermesini anlarım. Fakat Kurumsal firmalarda çalışan kariyer yapmayarak işten ayrılan yada işten atılanlar da kurumsal firmalarda öğrendikleri bir kaç jargon kelimelerle bir birinin kopyası fikirlerle danışmanlık veriyorlar.
Ülkemizde hala İşletmecilik ile işletme yönetimi arasında ki fark bilinmiyor. Bu da bütünsellik bakış açısını bozuyor. Her kendini danışman zan eden işletmelerde kendi alanına göre eksik, yanlış yaptığı için başarısız olduğunu düşünüyor. Örnek olarak biri satışları artırmak ve kazanmak yeterli zan ediyor. Oysa piyasada işler farklı dönüyor. Hayatında iki tane elma satmayan/ satamayan satış eğitimi veriyor. Neye göre sektöre, işletmeye göre değil. Kendini göre. Ayrıca işletme koçluğuna değindiniz. Bana göre işleme koçluğu ile İşletme yönetim danışmanlığı farklı. Koçluk daha çok küçük işletmecilere yönelik kulağa hoş gelen insanı gaza getiren ruhsal olarak İyi hissetmesini sağlar. Bu da en fazla bir motive sağlar ilk hareket olur fakat daha ileri taşıyamaz. Oysa danışmanlık işi yeniden inşa etme sürecini ele alır.
Yorumlar
Yorum Gönder